p-ISSN: 1300-0551
e-ISSN: 2587-1498

F. TURGAY1, H. İŞLEKEL2, A.R. ŞİŞMAN2, S.O. KARAMIZRAK3, A. ÇEÇEN-AKSU4

Anahtar Sözcükler: Sağlıklı yaşam egzersizi, jogging, futbol, homosistein, HDL-K, HDL 2-K, HDL 3-K

Öz

Aerobik egzersizin koroner kalp hastalığı (KKH) klasik risk faktörleri üzerindeki olumlu etkileri bilinmektedir. Ancak; düzenli uygulanan aerobik nitelikteki jogging ve temelde anaerobik özellikte olan futbol egzersizinin KKH risk faktörü olarak kabul edilen kan homosistein (Hcy) düzeyleri üzerindeki etkileri belirsizdir. Bu çalışmada orta yaş grubundaki erkeklerde uzun süreli jogging ve futbol egzersizlerinin kan Hcy, HDL-kolesterol (HDL-K) ve alt gruplarına etkileri araştırıldı. Çalışmaya 40-55 yaş arası toplam 60 sağlıklı erkek katıldı. Katılımcılar, sağlıklı yaşam amacıyla uzun süredir düzenli jogging (JG, n=20) ve futbol (FG, n=20) egzersizleri yapan iki grup ile egzersiz yapmayan bir kontrol grubuna (KG, n=20) ayrıldı. Deneklerin fiziksel ve fizyolojik ölçümleri (dinlenik kalp atım hızı, kan basıncı ve endirekt maxVO2) yapıldı. Açlık kanında plazma total Hcy düzeyleri flüoresan polarizasyon immünoassay yöntemiyle; serum trigliserid (TG), total kolesterol (TK), HDL-K ve alt grupları (HDL2–K ve HDL3-K) standart enzimatik-kolorimetrik yöntemle saptandı. Plazma Hcy düzeyleri için gruplar arasında anlamlı bir fark gözlenmedi. Ancak futbol grubunun Hcy düzeyi diğer gruplara göre; JG’nin serum HDL-K, HDL2–K ve HDL3-K değerleri ise FG ve KG’ye göre anlamlı olarak yüksekti. Sağlıklı yaşam amaçlı yapılan düzenli jogging egzersizinin kan Hcy, HDL-K ve alt grupları üzerindeki antiaterojenik etkisinin, futbola göre daha olumlu bulunması, aerobik niteliğinden kaynaklanabilir.

Giriş

Koroner kalp hastalığı (KKH) sonucu oluşan miyokard enfarktüsü (MI) dünyada ve ülkemizde ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Pasif yaşam biçimi, obezite, hipertansiyon, hiperlipidemi, diabetes mellitus, sigara alışkanlığı gibi klasik risk faktörlerinin (13) yanı sıra yeni bir risk faktörü kabul edilen yüksek plazma homosistein (Hcy) düzeyleri de atheroskleroz sürecindeki öncül endotelyal disfonksiyonla yakından ilişkili olarak açıklanmaktadır (15).
Metiyonin metabolizması sırasında meydana gelen Hcy amino asidinin atherosklerozdaki rolünün, oksidasyonu sırasında oluşan oksidan ürünlerin (16) ve reaktif bir metaboliti olan tiolaktonların proteinlerle kolayca reaksiyona girerek hasara uğratması olabileceği öne sürülmektedir (8). Yüksek Hcy düzeylerinin endotel hücrelerinden salınan ve antiaterojenik, vazodilatör ve antioksidan özelliklere sahip (9) olan nitrik oksidin (NO) biyoyararlılığını azalttığı iddia edilmektedir (7). Literatürde KKH ile hiperhomosisteinemi arasında pozitif ilişki bulunurken, Hcy ve HDL-K arasında ise negatif ilişki saptanmıştır (18).
Aerobik egzersizlerin klasik KKH risk faktörleri üzerindeki olumlu etkileri bilinmektedir (18,21). Ancak sağlıklı yaşam amacıyla yapılan aerobik ve anaerobik egzersizlerin kan homosistein düzeyleri üzerindeki etkileri henüz belirsizdir. Bu nedenle bu çalışmada, sağlıklı yaşam için uzun süredir düzenli olarak jogging veya futbol egzersizleri yapan orta yaşlı, sağlıklı erkeklerde iki farklı egzersizin kan Hcy düzeyleri ve KKH klasik risk faktörleri olarak bilinen kan lipid ve lipoproteinleri üzerindeki etkilerinin araştırılması amaçlandı.

Gereç ve Yöntemler

Denekler: Çalışmaya, medikal kontrolleri ve sorgulanmaları sonucu sağlıklı olduğu belirlenen 40-55 yaş arası toplam 60 sağlıklı erkek gönüllü olarak katıldı. Jogging grubu (JG) her defasında en az 45 dk jogging yapan; futbol grubu (FG), ısınma ve soğuma dahil en az 90-120 dk futbol oynayan ve bu egzersizleri haftada en az iki gün düzenli olarak yapan kişilerden seçildi. Kontrol grubu, sedanterlerden oluştu. Her bir grup 20’şer kişi idi. Katılımcılar; homosistein, lipid ve lipoprotein düzeylerini etkilediği bilinen ilaç, antioksidan madde ve vitaminleri (3) düzenli kullanmayan ve KKH, diyabet, hipertansiyon, hiperlipidemi ve anemi gibi bir hastalığı olmayan, sigara ve alkol alışkanlığı bulunmayan, östrojen replasman terapisi almayan (19) nonobez kişilerden şeçildi.
Fiziksel ve fizyolojik ölçümler: Tüm ölçümler, testler ve venöz kan alımları 12 saatlik bir açlığı takiben sabah 09:00-11:00 saatleri arasında yapıldı. Deneklere testlerin nasıl yapıldığı ve olası riskleri konusunda bilgi verilerek yazılı onayları alındı. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi etik kurulundan izin alındı. Maksimal oksijen kullanımı (maxVO2) Astrand and Rodahl (2)’ın yöntemiyle bisiklet ergometresinde (Monark, Sweden) ölçüldü.
Vücut ağırlığı (VA), şortla ve ayakkabısız olarak baskül (Tanita TBF-551, Japan) kullanılarak ölçüldü. Vücut kitle indeksi (VKİ) vücut kütlesi (kg)/(boy (m)2 formülü ile hesaplandı. Bu endeksi 32’den fazla olanlar (obezler) çalışmaya alınmadı. İstirahat kalp atım hızları (KAH) 30 sn’lik sürede belirlendi. Sistolik (SKB) ve diastolik kan basınçları (DKB) istirahat halinde cıvalı sfigmomanometre ile sağ koldan ölçüldü. Bu değerleri 140/90 mmHg sınırları üzerinde olan kişiler potansiyel olarak hipertansiyonlu kabul edilerek çalışmaya alınmadı.
Kan analiz yöntemleri: Açlık venöz kanları oda sıcaklığında 30 dk bekletildikten sonra 1500g’de 15 dk santrifüj edilerek serumları ayrıldı ve analiz yapılıncaya kadar –70OC’de saklandı. Biyokimyasal analizler üç ay içerisinde yapıldı. Kan total kolesterol (TK) ve trigliserid (TG) düzeyleri serum numunelerinde standart enzimatik-kolorimetrik yöntemlerle bir otoanalizörde (Hitachi 747, Japan) yapıldı. LDL-K düzeyleri ise Friedewald formülü aracılığında (6) hesaplandı. HDL-K, HDL2-K ve HDL3-K ölçümleri Kostner ve ark.(11)’nın yöntemine göre, HDL ve HDL3’ün polietilen glikol (20000) ile verdiği süpernatantlarda kolesterol ölçülerek yapıldı. Plazma homosistein (Hcy) düzeylerinin ölçümü flüoresans polarizasyon immünoassay (FPIA) tekniğine dayanan yöntemle (22), 83-7772/R1 cihazında (IMX, Abbott) “IMX Homocysteine Reagent Pack” kiti kullanılarak gerçekleştirildi.
İstatistiksel analizler: SPSS-15.0 istatistiksel paket programı ile yapıldı. Levene’s varyans testine göre verilerin dağılımı normal ise, farklılığın analizi parametrik Independent-sample T-testiyle; aksi halde nonparametrik Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney-U testleriyle; korrelasyon analizleri parametrik Pearson ve nonparametrik Spearman’s rho-testleriyle yapıldı. Anlamlılık için p<0.05 değeri temel alındı.

Bulgular

Tablo 1’de görüleceği üzere, gruplar arasında yaş, boy, VA, VKİ, açısından anlamlı fark bulunmadı (p>0.05). Jogging grubunun yaşı, FG’ninkinden anlamlı düzeyde yüksek, spor geçmişi ise daha düşüktü.

Fizyolojik parametrelerden maxVO2 değerleri FG ve JG’de kontrol grubununkinden anlamlı düzeyde yüksekti. Dinlenik kalp atım hızı (DKAH), sistolik kan basıncı (SKB), diastolik kan basıncı (DKB) açısından gruplar arasında anlamlı bir fark gözlenmedi (Tablo 2).

Kan homosistein (Hcy) düzeyleri karşılaştırıldığında gruplar arasında anlamlı bir fark bulunmadı. Ancak futbol grubu, kontrol ve jogging grupları ile karşılaştırıldığında, Hcy düzeyleri sırasıyla %11.4 ve %12.3 yüksekti. Lipid parametrelerinden JG’nin serum HDL-K ve alt gruplarının değerleri, hem FG hem de KG’ninkilerden anlamlı olarak daha yüksek; TG değeri ise KG’ninkinden daha düşüktü. Trigliserid katabolizmasının bir göstergesi (20) olarak kullanılan TG/HDL-K oranı ise futbol ve jogging gruplarında, kontrol grubundan daha düşüktü (Tablo 3).
Tüm katılımcılar birlikte değerlendirildiğinde anlamlı bulunan önemli korrelasyon analizi bulguları Tablo 4’de sunulmaktadır. Özellikle serum TG/HDL-K oranı ile HDL2-K ve HDL3-K düzeyleri arasında ve TG ile HDL-K ve alt grupları arasında negatif yönlü korrelasyon hesaplandı.

Tartışma

Bu çalışmada jogging grubunun kan lipid ve lipoprotein profili hem futbol, hem de kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha antiatherosklerotik özellikte bulundu. Senti ve ark. (20) kesitsel bir çalışmada bu calışmadakine benzer şekilde, düzenli aerobik fiziksel aktivitelerin serum TG değerlerini ve TG/HDL-K oranını düşürdüğünü, HDL-K değerlerini arttırdığını göstermişlerdir. Bu çalışmada TG/HDL-K oranı ile özellikle HDL-K alt grupları arasında bulunan ilişkiler egzersizle TG katabolizmasında gözlenen artışın HDL-K ve alt gruplarındaki bağıntıya işaret eder. Nakamura ve ark. (14) da benzer yaş ve cinsiyetteki kişilerde dört aylık jogging egzersizinin kan HDL-K düzeylerini anlamlı olarak arttırdığı göstermişlerdir.
Lehtonen ark. (12) da, buz hokeyine oranla antrenmanları daha aerobik nitelik taşıyan futbolcuların, serum HDL-K değerlerini buz hokeycilerden anlamlı düzeyde yüksek bulmuşlardır. Bu bulgular, serum lipid ve lipoproteinleri üzerindeki etkilerinde, yapılan egzersizin enerji metabolizmasındaki farklılıklarının rolü olabileceğini gösterir. Bu çalışmada, futbol grubunun koşu grubuna göre lipid profili açısından daha aterosklerotik nitelik taşıması, futbolun daha anaerobik doğasından kaynaklanıyor olabilir.
Bu çalışmada Hcy düzeyleri açısından egzersiz ve kontrol grupları arasında anlamlı bir fark saptanmamakla birlikte, futbol grubunun değerleri kontrol ve jogging grubununkilerden daha yüksekti. Gençlerde aerobik özellikteki akut bisiklet egzersizi (4) ve 70 yaş üstünde 17 hafta süren beceri ağırlıklı fiziksel egzersiz (5) sonucunda plazma Hcy düzeylerinin anlamlı oranda değişmediği bulunmuştur. Rinder ve ark (17) orta yaş üstü dayanıklılık antrenmanlı erkek sporcuların, plazma Hcy düzeylerini sedanterlerinkinden anlamlı şekilde yüksek bulmuşlardır. Koroner arter hastası olan 63-65 yaşlarındaki 150 normolipidemik kişide 12 haftalık bir kardiyak rehabilitasyon ve egzersiz programı sonrasında, yalnızca yüksek (15 µmol/l ve üzeri) Hcy düzeyine sahip grubun plazma değerlerinde %12’lik bir düşüş gözlenmiştir (1). Bir diğer çalışmada (10), anaerobik nitelikteki sprint koşularından sonra, antrenman hacminden bağımsız olarak tüm sporcularda Hcy düzeyleri artmıştır (p<0.001). Buradaki çalışmada futbol grubunun Hcy düzeylerinin diğerlerinden yüksek bulunmasında, gene futbolun anaerobik özelliğinin etkisinin olduğu düşünülebilir.
Sonuç olarak, sağlıklı yaşam amacıyla yapılan düzenli jogging egzersizinin kan Hcy, HDL-K ve alt grupları üzerindeki antiaterojenik etkisinin, futbola göre daha olumlu bulunması, bu tür egzersizin aerobik niteliğinden kaynaklanabileceğini düşündürmektedir.

Kaynaklar

  1. Ali A, Mehra MR, Lavie CJ, et al: Modulatory impact of cardiac rehabilitation on hyperhomocysteinemia in patients with coronary artery disease and normal lipid levels. Am J Cardiol 82: 1543-5, 1998.
  2. Astrand PO, Rodahl K: Textbook of Work Physiology. New York, McGraw Hill Co, 1986.
  3. Aviram M, Rosenblat M, Billecke S, et al: Human serum paraoxonase (PON 1) is inactivated by oxidized low density lipoprotein and preserved by antioxidants. Free Radicals Biol Med 26: 892–904, 1999.
  4. Cree DC, Whitting PH, Cole H: Interactions between homocysteine and nitric oxide during acute submaximal exercise in adult males. Int J Sports Med 21: 256-62, 2000.
  5. De Jong N, Chin A Paw MJ, et al: Nutrient-dense foods and exercise in frail elderly: effects on B vitamins, homocysteine, methylmalonic acid, and neuropsychological functioning. Am J Clin Nutr 73: 338-46, 2001.
  6. Friedewald WT, Levy RI, Fredrickson DS: Estimation of concentration of low-density lipoprotein cholesterol in plasma, without use of the preparative ultracentrifuge. Clin Chem 18: 499-503, 1972.
  7. Gilbert R, Upchurch JR, George N, et al: Homocysteine decreases biovailaible nitric oxide by a mechanism involving glutathione peroxidase. Am Soc Biochem Molec Biol 272: 17012-17, 1997.
  8. Jakubowski H: Protein homocysteinylation: possible mechanism underlying pathological consequences of elevated homocysteine levels. FASEB J 13: 2277-83, 1999.
  9. Kingwell BA: Nitric oxide-mediated metabolic regulation during exercise: effects of training in health and cardiovascular disease. FASEB J 14: 1685-96, 2000.
  10. Konig D, Bisse E, Diebert P, Muller HM, Wieland H, Berg A: Influence of training volume and acute physical exercise on homocysteine levels in endurance-trained men: interactions with plasma folate and vitamin B12. Ann Nutr Metab 47 (3-4): 114-8, 2003.
  11. Kostner GM, Molinari E, Pichler P: Evaluation of a new HDL2/HDL3 quantization method based on precipitation with polyethylene glycol. Clin Chim Acta 48: 139-47, 1985.
  12. Lehtonen A, Viikari J: Serum lipids in soccer and ice-hockey players. Metabolism 29: 36-9, 1980.
  13. Mahley RW: Aterogenezin Hücresel ve Moleküler Biyolojisi (Çev: Gökdemir O, Paloğlu KE). İstanbul, Merck, Sharp and Dohme, 1993.
  14. Nakamura N, Kobori S, Uzama H, Maeda H: The effects of regular jogging on the time course of serum high density lipoprotein cholesterol level. J Sport Cardiol 2: 55-60, 1983.
  15. Nygard O, Vollset SE, Refsun H, et al: Total plasma homocysteine and cardiovascular risk profile. The Hordaland study. JAMA 274: 1526-33, 1995.
  16. Qujeg D, Omran TS, Hosini L: Correlation between total homocysteine, low-density lipoprotein cholesterol and high-density lipoprotein cholesterol in the serum of patients with myocardial infarction. Clin Biochem 34: 97-101, 2001.
  17. Rinder MR, Spina RJ, Ehsani AA: Enhanced endothelium-dependent vasodilatation in older endurance-trained men. J Appl Physiol 88: 761-6, 2000.
  18. Salonen JT, Salonen R, Seppanen K, Rauramaa R, Tuomilehto J: HDL, HDL2, and HDL3 subfractions, and the risk of acute myocardial infarction. Circulation 84: 129-39, 1991.
  19. Saw SM, Yan JM, Ong JN, et al: Genetic, dietary, and other lifestyle determinants of plasma homocysteine concentrations in middle-aged and older Chinese men and women in Singapore. Am J Nutr 73: 232-9, 2001.
  20. Senti M, Aubo C, Elosue R, et al: Effect of physical activity on lipid levels in a population-based sample of men with and without the Arg 192 variant of the human paraoxonase gene. Genet Epidemiol 3: 276-86, 2000.
  21. Turgay F: Aerobik ve Anaerobik Eşik Hızlarında Yapılan İki Değişik Egzersizin Kan Lipid ve Lipoproteinleri Üzerine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Biyokimya Anabilim Dalı, İzmir, 1997.
  22. Yu HH, Joubran R, Asmi M, et al: Agreement among four homocysteine assays and results in patients with coronary atherosclerosis and controls. Clin Chem 46: 258-64, 2000.